Zonguldak ilde bulunan doğal kaynakların yönlendirdiği bir ekonomik yapı göstermektedir. İl tarım dışı kesimlerin ağırlık kazandığı bir kaç ilden biridir.
Zonguldak, yeraltı kaynakları açısından zengin illerden biridir. Zonguldak’ ta taşkömüründen başka, alüminyum (boksit), demir, manganez, barit, dolamit, kalker, kuvarsit, şiferton yatakları bulunmaktadır. Bunlardan manganez, kalker ve şiferton yatakları işletilmektedir
Taşkömürü Havza Sınırları
İmtiyaz sahası; 3.885 km2 si karada, 3.000 km2 si de denizde olmak üzere 6885 km2 lik bir alanı kapsamaktadır
Kuzeybatı Anadolu Taşkömürü Havzası Zonguldak ve Kastamonu illerinin, Kdz. Ereğli ilçesinden Cide-Azdavay ilçesine takiben 150 km’lik bir sahil şeridi bulunur. Beş ayrı üretim bölgesinde taş kömür rezervleri henüz tam anlamıyla tespit edilmiş değildir. Bilinen rezervler deniz seviyesinden -1200 m derinliğe göre hesaplanmıştır. Bugüne kadar yapılan araştırma ve hesaplamalara göre 2011 yılı sonu itibariyle 515 milyon tonu görünür, 369 milyon tonu mümkün,425 milyon tonu muhtemel ve 8 milyon tonu hazır olmak üzere toplam 1 milyar 317 milyon ton taşkömürü rezervleri belirlenmiştir.
Taşkömürünün Ülke Ekonomisinde Yeri
Başta Demir Çelik olmak üzere enerji, gıda, tehsin, çimento vs. metalürji Endüstrisinin tüm kesimlerinde ihtiyaç duyulan en önemli hammaddelerden biri de metalürji koktur
1970 yılından itibaren ülkemizde gelişen Demir Çelik sektörünün ihtiyacı iç üretimle karşılanamaz olmuş ve ithal taşkömürünün ülke ekonomisine girişi kaçınılmaz hale gelmiştir. 1973 yılında 16 bin ton ile başlayan ithalat, diğer sanayi sektörlerinde de ithalata yönelmesiyle 1997 yılında yaklaşık 9,5 milyon tona ulaşmıştır. 1997 yılı itibariyle taşkömürü üretiminin ülke ekonomisine katkısı 105.9 milyon dolardır
Taşkömürü İşletmeciliğinin Tarihçesi
1829 da taşkömürünün, Zonguldak Ereğli ilçesi Kestaneci köyünden Uzun Mehmet tarafından bulunduğu kabul edilir.
İşletmecilik Başlangıcı ( 1843 - 1848)
1830 - 1848 tarihleri arasındaki arama ve işletmecilik faaliyetleri hakkında çok ayrıntılı bilgi olmamakla birlikte; 1843 tarihli resmi belgelerde, Ereğli ve Amasra’da üretilen “vapur kömürünün” İstanbul’ da pazarlamasından ve gerekli düzenlemelerin yapılmasından sonra devlet hazinesine sağlayacağı katkıdan söz edilmektedir. 1848’ de yapılan inceleme ve düzenlemelerle, Ereğli – Amasra arasında “taş kömürü bulunan yerler” saptanarak “havza sınırları” ilk kez belirlenmiştir.